SALGIN HASTALIK NEDİR?
Bir hastalığın kısa bir zaman dilimi içerisinde birden fazla bölgede çok sayıda insanı etkilemesi durumuna salgın hastalık adı verilmektedir. Salgın hastalıklara neden olan etken faktörler; bakteriler, virüsler gibi mikroorganizmalardır. İnsanlığın var olduğu günden beri onlarla birlikte yaşayan mikroskobik canlılar da vardır ve hatta insanlar ve mikroorganizmalar birlikte yaşamak mecburiyetindir. Bu sebeple bu gözle görülemeyecek kadar küçük canlıların sebep olduğu salgınların tarihini neredeyse insan hayatının tarihiyle eşdeğer tutmak mümkündür.
Eski çağlardan bu yana toplumlar arasındaki iletişimin artması dünyayı gitgide bir bütün haline getirmiş, bir toplumu etkileyen hadisenin komşu toplumlara ve hatta insanlığın tamamına sirayet ettiğine rastlanmıştır. Bu vaziyet hastalıkların yayılma hızının artışında bir diğer sebep olarak göze çarpmaktadır.
Enfeksiyonlar hava yoluyla, temasla, ara kaynak yahut vektör aracılığıyla hayvandan insana veya insandan insana bulaşabilmektedir. Geniş yayılım yolları ve taşıyıcı kapasitesine sahip olabilen canlı türleri ve sayılarındaki fazlalık enfeksiyonları aniden salgın hastalıklara dönüştürebilmektedir.
PANDEMİ, ENDEMİ, EPİDEMİ NEDİR?
Hastalıkların yayılım boyutlarının tasnif edilmesinde üç terim sıklıkla kullanılmaktadır: Pandemi, epidemi, endemi. Endemi, küçük bir bölgede yayılan hastalıkları ifade etmek için kullanılırken epidemi, neredeyse bir ülkeyi etkisi altına alan hastalıkları anlatır. Pandemi ise epidemi ve endemiye nazaran devasa boyutlardadır ve çok daha tehlikelidir. Zira pandemiler kıtalara ve hatta dünyanın bütününe tesir etmektedir. Bu yüzden salgınlardan bahsederken “pandemi” kavramına çoğu kez rastlarız.
ATİNA VEBASI
Dünya tarihinde bilinen ilk salgın, MÖ 5. yüzyılda gerçekleşen ‘Atina Vebası’dır. 75.000 ile 100.000 arasında insanın hayatını kaybettiği düşünülen bu salgın hakkında günümüze ulaşan bilgi ve veriler oldukça kısıtlıdır. Bu salgının ardından hakkında daha fazla malumata sahip olduğumuz “Antoninus Vebası” gelir. MS 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nda başlayan bu salgın Avrupa, Batı Asya, Kuzey Afrika’ya dek yayılmış ve 5 milyon insanın ölümüne yol açmıştır. Roma İmparatorları Lucius Verus ve Marcus Aurelius Antoninus bu salgın sebebiyle hayatını kaybedenler arasındadır.
KARA ÖLÜM: VEBA
14. yüzyıla gelindiğinde, insanlık tarihinin en ölümcül salgınlarından biri olan “Kara Veba” yahut “Kara Ölüm” yaklaşık on sene bütün Avrupa’yı etkisi altına almıştır. Hastalık öyle vahim boyutlara ulaşmıştır ki yaklaşık 75 ile 100 milyon arasında insanın ölümüne sebep olduğu düşünülmektedir. Bu sayılar da o dönemki Avrupa nüfusunun yaklaşık olarak %30-60’ına denk gelmektedir.
KOLERA
Dünya tarihinde muhtelif zamanlarda yedi defa “Kolera” salgını yaşanmıştır. Asya ve Avrupa’nın farklı yerlerinde ortaya çıkan “Kolera” salgınlarının ana sebebi içme sularının kirlenmesiydi. 1879-1881 yılları arasında yaşanan ve özellikle Hindistan ve Almanya’yı saran ‘Beşinci Kolera Pandemisi’nde yaklaşık olarak 982 bin insan hayatını kaybetmişti. Aradan çok vakit geçmeden, 1899-1923 yılları arasında meydana gelen “Altıncı Kolera Pandemisi”, Hindistan’da ortaya çıkmış ve neredeyse Asya kıtasının tamamına, Doğu Avrupa’ya ve Kuzey Afrika’ya yayılmıştır. Bu salgın da neredeyse 1.5 milyona yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur.
TİFÜS
1. Dünya Savaşı esnasında “tifüs” bakterisinden kaynaklanan bir salgın yaşanmıştır. 1914-1918 yılları arasında yaygın olan bu salgın; Asya ve Avrupa kıtalarında milyonlarca insanın hastalanmasına ve bazılarının ölümüne sebep olmuştur. Yine savaş sıralarında “İspanyol Gribi” adı verilen bir salgın baş göstermiştir. Tifüsten daha tehlikeli olan bu H1N1 virüsünün alt tipi, 50 ila 100 milyon arasında insanın hayatına mal olmuştur.
ASYA GRİBİ
1950’li yıllarda ortaya çıkan “Asya Gribi” salgını yaklaşık 2 milyon, 1960’lı yıllarda ise “Hong Kong Gribi” salgını yaklaşık 1 milyon insanın ölümüyle sonuçlanmıştır. 1959 yılında ilk kez Kongo’da görülen “HIV”in tam teşhis neticesinde anlaşılması ise 1980’li yılları bulmuştur. Maymundan insana geçen bu virüs, insanlar arasında yayılmaya başlamıştır. “HIV” hâlen kesin bir tedavisi bulunamayan AIDS hastalığına sebep olmaktadır ve virüs bu hastalık aracılığıyla bugüne dek 36 milyon insanın hayatını kaybetmesine yol açmıştır.
DOMUZ GRİBİ
Bakteriyel Menenjit, Ebola, Kolera ve Korona yakın tarihlerde dünya üzerinde farklı bölgelerde ortaya çıkan salgınların kaynaklarıdır. Bu salgınlar genellikle epidemi seviyesinde kalmıştır. 2009 yılında Meksika ve Amerika’da ortaya çıkan ve pandemi ilan edilen “Domuz Gribi” salgını yaklaşık 284 bin kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmıştır ve yakın tarihin en büyük salgınıdır. İnsanlık, tarih boyunca muhtelif bölgelerde, farklı zamanlarda ve çeşitli sebeplerin kaynak teşkil ettiği birçok salgınla karşı karşıya kalmıştır. Bazıları kısa sürede bertaraf edilmiş, bazılarını atlatmak ise on yıllar almıştır. Fakat geçmişe dönüp bakıldığı vakit insanlığın salgınlarla vermiş olduğu mücadeleden hep galip çıktığı görülmektedir. Biz farkında olmasak da günlük hayatımızın ciddi bir parçası olan mikroorganizmalar arasında faydalılar olduğu gibi beden sağlığımız açısından risk teşkil edenler de mevcuttur.
KORONAVİRÜS
Son olarak ise bütün dünyayı etkisi altına alan ve milyonlarca insanın ölümüne sebep olan Koronavirüs, salgın hastalık olarak insanoğluna âdeta kök söktürmüş, neden olduğu sosyal ve ekonomik değişimlerle tarihin akışına etki etmiştir.