Ahmed Arif'in Kirli Gömleği

 


Büyük şairdir Ahmed Arif. Hayatı acılarla doludur. Bir de aşkla. Cezaevinde yatmış, işkenceler görmüş ama yazmaktan asla vazgeçmemiştir. 

ÜÇ DİL BİLİYORDU

Ahmed Arif'in çocukluk yıllarından itibaren başından birçok olay geçmiştir. Zazaca, Arapça ve Kürtçe de konuşabilen şair. Bir gün sokakta oyun oynarken üç adam  Ahmed Arif üzerine bahse girerler. Biri onun Arap, diğeri Kürt, öteki de Zaza olduğunu iddia ederler. Yakınlarındaki bir esnafa sorduklarında ise Ahmed Arif'in Türk olduğu cevabını alıp şok olurlar. 

Verdiği bir röportajda, arkadaşları yüzünden daima başının belaya girdiğinden yakınan şair, bir gün kendisinde "Eşek Kürt" diyerek hakaret eden Bulgar lakaplı Hasan isimli sınıf arkadaşının suratına sobanın kapağıyla vurmuş, okul müdürü tarafından çağırıldığında ise "Ben ailemle, memleketimle gurur duyarım. Bana hakaret etmeye ne hakkı var" diyerek kendini savunmuştur.


ŞİİRLERİNE EL KONULDU

Gecede 8-10 şiir yazdığı dönemlerin olduğunu söyleyen Ahmed Arif, bunların pek çocuğunun iyi şiirler olmadığını, fakat içlerinde çok güzel şiirler olduğunu anlatıyor. Ayrıca bir şiirin olgunlaşması için çok uzun yıllar beklediğini ekliyor. Örnek olarak da "Maviye / Maviye çalar gözlerin" mısralarını örnek gösteriyor. Ahmed Arif, yüzlerce şiir yazıyor ancak birçoğu sevdiği kadınlarda kalıyor ve büyük çoğunluğuna da polis tarafından el konuluyor. Elinde kala kala 20'ye yakın şiir kalıyor. 

Otuz Üç Kurşun şiiri sebebiyle karakolda işkence gören, öldü diye düşünülüp sokağa atılan Ahmed Arif, "Sabaha kadar köpekler gelip beni kokladı. Öldü sanıp yiyecekler diye çok korktum" diyor. 


KİRLİ GÖMLEK

Az kişi bilir Ahmed Arif'le Cemal Süreya'nın dostluğunu. Ahmed Arif'in Cemal Süreya'ya yazdığı mektuplar, aynı evde kalmaları, Cemal Süreya'nın kız kardeşiyle evlenme girişimi ve daha fazlası... 

Ankara'da birbirlerine çok yakın oturan iki büyük şair, sık sık birbirlerinin evine gidip gelir; şiir, sanat, edebiyat ve siyaset konuşurlar. Ahmed Arif, Cemal Süreya'nın sohbetlerde bahsettiği kadarıyla tanıdığı ve hayatı boyunca hiç görmediği kız kardeşine de âşık olur. Bu durumu Süreya'ya açtığında ise olumlu karşılık alır. Ancak açılması da kolay olmaz. Müdavimi oldukları meyhanede uzun süre Ahmed Arif'i görmeyen Süreya, kapısına dayanmaya karar verir. Evine gittiğinde, nerelerde olduğunu sorduğu Ahmed Arif'ten "Ben senin kız kardeşine âşık oldum" yanıtını alan Cemal Süreya, bu durum karşısında çok mutlu olur. Çünkü o da Ahmed Arif'i çok sevmektedir. Senden iyisini mi bulacak, der ve durumu kız kardeşine açar. Daha sonra ise Zafer Kahvesi'nde buluşmak için sözleşirler. Cemal Süreya, kız kardeşini alıp buluşma noktasına gider, ancak saatler süren bekleyişten sonra Ahmed Arif'in gelmeyeceği anlaşılır.

Cemal Süreya, bu durum karşısında kız kardeşine mahcup olmuştur. Ahmed Arif'e de öfkelenmiştir. Hemen soluğu Arif'in evinde alır. Kapıdan girer girmez de sitem etmeye başlar. Ahmed Arif boyununu büker ve şöyle der: Kızma be Cemo! Bir tane gömleğim var. O da pisti. Onun karşısına kirli gömlekle çıkamazdım. 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski